21 Nisan 2008 Pazartesi

Ahmet Turan Alkan

Ahmet Turan Alkan ( 1954)
1954 Sivas doğumlu. İlk ve orta tahsilini Sivas'ta tamamladıktan sonra 1978 yılında SBF'nin İdare ve Siyaset Bölümü'nden mezun oldu. Bu esnada Sivas'ta üç yıl süreyle mahalli matbuatta çalıştı. Çeşitli dergilerin yayınlanmasına katkıda bulundu. 1980 yılında askerlik hizmetini Tatvan ilçesinde yedek subay olarak yerine getirdi. Üç yıl serbest çalıştıktan sonra 1985'de Cumhuriyet Üniversitesi'ne girdi. 1987'de yüksek lisans eğitimini, 1991'de doktora çalışmasını tamamladı. 1993'de yardımcı doçentliğe atandı. 1994 yılında Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde kurulan İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi'ne geçti ve halen bu fakültede görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Muhtelif dergilerde (Türkiye Günlüğü, Tarih ve Toplum, Dergâh, Türk Edebiyatı, Yeni Türkiye, vb.) yayınlanmış yazıları vardır. Kitap şeklinde yayınlanmış sekiz çalışması bulunmaktadır.ESERLERİ:1.Birinci Meşrutiyet Devrinde Ordu ve Siyaset, Cedit Yayınları, Ankara, 1993, (Doktora tezi)2. İstiklâl Mahkemeleri, Ağaç (Alternatif Üniversite) Yayınları, İstanbul, 19933. Doğu ve Batı Karşısında Cemil Meriç, Akçay Yayınları, Ankara, 1994, (Yüksek lisans tezi)4.Yatağına Kırgın Irmaklar, Ötüken Yay., İstanbul, 1997.5.Altıncı ŞehirÜniversite yılları sayılmazsa hep Sivas'ta yaşamış ve sevdiği şehri bütün hurda teferruatı ile tanımış bir aydın olan Ahmet Turan Alkan, folklorla sınırlı kalmayıp Türkiye'de yaşanan büyük değişmeyi Sivas bazında incelemiş olmak bakımından diğer şehir tarihçilerinden ayrılır. Altıncı Şehir, bu bakımdan sadece Sivas'ın değil, bütün Türkiye'nin hikâyesidir.6.Ateş TecrübeleriAhmet Turan Alkan, bir prototip, bu toprağın değerlerine sımsıkı bağlı, fakat ufku sonsuzluk ölçeğinde açık, içinde yaşadığımız çağın ve Türkiye'nin bütün meselelerini derinliğine kavramış yeni Türk aydınının prototipi... Ateş Tecrübelerinde bunu göreceksiniz.7.Üç Noktanın SöylediğiÜç noktanın ima ettiğini, yeri gelir, bütün bir edebiyat şerhten âciz kalır. Nokta dediğimiz, adı üstünde noktadır işte. Geometrinin başlangıç yeri, sözün sonudur. "İlim bir nokta idi, onu cahiller çoğalttılar" sözü, size noktanın basitliğinde gizlenen olgunluk ve mükemmeliği çağrıştırabilirse de, sıradan üç noktanın ima ettiği mutlaka daha fazla birşeydir. Çünkü üç nokta arasındaki mesafaye kendinizi koyabilirsiniz; hayalhanenizi, hislerinizi ve tasavvurlarınızı. Üç noktalık bir hacmi siz inşa eder ve orada kendinizi tarif edebilirsiniz.8.Ubeydullah Efendi'nin Amerika HatıralarıSıradışı Bir Jön TürkAhmet Turan Alkanİletişim Yayınevi / Anı Dizisi Ubeydullah Efendi (1858 - 1937), sarıklı-cübbeli bir Jön Türk'tü. Onun çelişkilerle dolu kişiliği, Jön Türkler'in türdeşlikten ne kadar uzak oldukları hakkında fikir vericidir. II. Abdülhamid, Ubeydullah Efendi'yi (bugünkü Libya'nın güneyinde, Büyük Sahra'da bulunan) Taif'e sürmüş, İttihat ve Terrakki ise İkinci Meşrutiyet'te üç defa mebus seçtirmişti. Ubeydullah Efendi ayrıca hapse de girdiği ("Sultan Hamid devrinde bir buçuk sene hapis, beş bucuk sene nefiy, on sene kaçak olduğumuz için tecrübe-i didegandan sayılıyoruz") Abdülhamid döneminde sultana jurnaller vermiş, İttihatçıları kıyasıya eleştirmiştir. Mütareke'de (iki kere) Malta'ya sürülmüş, Cumhuriyet'te Beyoğlu Evlendirme Memuru olmuştur. 1931 ve 1935'te, dönemin tek partisi CHP'nin Beyazıt milletvekilliğinde bulunmuştur.

Hiç yorum yok: